Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

ANKARA'nın taşına bak, Gözlerimin yaşına bak!

GÜNDEM 26.04.2020 - 13:01, Güncelleme: 26.11.2022 - 01:09 1815+ kez okundu.
 

ANKARA'nın taşına bak, Gözlerimin yaşına bak!

23 NİSAN sabahı dilimde bu marşla uyandım. Daha o gecenin sabahında başlamıştı yoksunluk hissim!

23 NİSAN sabahı dilimde bu marşla uyandım. Daha o gecenin sabahında başlamıştı yoksunluk hissim!   Neden derseniz;  Bir yandan korona sebebiyle 23 NİSAN' ı kutlayamayacak olmanın verdiği derin hüzün diğer yandan korona ile mücadelede verilen kayıplar.    "Hay aksi!" dedim kendi kendime; "hem de 100. Yılda olacak iş mi bu?". Şöyle anlı şanlı, gümbür gümbür kutlamak yakışmaz mıydı bizlere, Cumhuriyete ve ATA' mızın anısına?   Ezan saatini biraz geçe uyanmışken, bu düşüncelerle hayıflandım durdum. Sabahın ilk ışıklarında beynimi kemirdi bu çaresizlik.   Odamın terasında oturmuş bu fikirlerle günü karşılarken, ANKARA yıllarıma gitti aklım. Çocukluğumun yıllarına!. ANKARA' nın kimi zaman Nisanında bile yağan karına inat, nasıl da coşkuyla kutlardık 23 NİSAN' ı...Soğuğa aldırmadan; baharlık ayakkabılarımız ayağımızda, kırmızı mini eteklerimizin üzerine giyilmiş tiril tiril beyaz bluzlerimiz üzerimizde adeta meydan okurduk ayaza, beyaza ve puslu havaya!... 23 NİSAN' ı kutlamak için.  Ve tören sonrası koşa koşa giderdik ANITKABİR'e ; ATA' mızın elini öpmeye!.."UYAN ATAM, çocukların geldi" demeye!...   Ben ki o yılların coşkusuyla, onuruyla ve hakkıyla 23 NİSAN ları kutlamış insandım. Böyle mi geçmeli 100.yıl?   Yakışır mıydı bizlere?  Sızlamaz mıydı kemikleri ATA'mın?   Ne çare ki bu yıl da korona engeline takıldık talihsizce!   Bırak el öpmeye gitmeyi, belli ki bir tören alanı bile tütecekti burnumuzda!    "ANKARA'nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak" diye ben mırıldanmayayım da kim mırıldansın?   Bu düşünceler biraz daha sūrseydi şayet anı dünyamda, gözlerimden yaş akması kaçınılmazdı! Neyse ki hangi ara saatin on olduğunu unutmuşum da yaşadığım sitedeki yönetimin biz sakinlere yaptığı kutlama sürpriziyle kulaklarım kabardı önce!. Bangır bangır marşların, vatan türkülerinin evlerimizin içine kadar konuk olduğu bir müzikle gözlerime çöken hüzün bulutları sevinç gözyaşlarıma dönüşüverdi bu kez!...   Ve sonra; geceden asılmış ATA ' mızın dev portresinin yanında, şanlı bayrağımıza takıldı gözüm. Her balkon, her ev, her duvar alabildiğine kırmızı beyaz!    Ankara' da olamasam da, ATA'ma gidemesem de evde kaldığımız şu günlerde bu sevinç bile yeter de artar bile bizlere.    Ve sonrasında öğrendim ki; meğer tüm yurtta --balkonlardan da olsa- aynı coşkuyla kutlanmıştı 23 NİSAN.    Bu gururun verdiği his paha biçilemez.    Bayram coşkusuyla geçsin her gününüz.    Esen kalın.  
23 NİSAN sabahı dilimde bu marşla uyandım. Daha o gecenin sabahında başlamıştı yoksunluk hissim!
23 NİSAN sabahı dilimde bu marşla uyandım. Daha o gecenin sabahında başlamıştı yoksunluk hissim!
 
Neden derseniz; 
Bir yandan korona sebebiyle 23 NİSAN' ı kutlayamayacak olmanın verdiği derin hüzün diğer yandan korona ile mücadelede verilen kayıplar. 
 
"Hay aksi!" dedim kendi kendime; "hem de 100. Yılda olacak iş mi bu?". Şöyle anlı şanlı, gümbür gümbür kutlamak yakışmaz mıydı bizlere, Cumhuriyete ve ATA' mızın anısına?
 
Ezan saatini biraz geçe uyanmışken, bu düşüncelerle hayıflandım durdum. Sabahın ilk ışıklarında beynimi kemirdi bu çaresizlik.
 
Odamın terasında oturmuş bu fikirlerle günü karşılarken, ANKARA yıllarıma gitti aklım. Çocukluğumun yıllarına!. ANKARA' nın kimi zaman Nisanında bile yağan karına inat, nasıl da coşkuyla kutlardık 23 NİSAN' ı...Soğuğa aldırmadan; baharlık ayakkabılarımız ayağımızda, kırmızı mini eteklerimizin üzerine giyilmiş tiril tiril beyaz bluzlerimiz üzerimizde adeta meydan okurduk ayaza, beyaza ve puslu havaya!... 23 NİSAN' ı kutlamak için. 
Ve tören sonrası koşa koşa giderdik ANITKABİR'e ; ATA' mızın elini öpmeye!.."UYAN ATAM, çocukların geldi" demeye!...
 
Ben ki o yılların coşkusuyla, onuruyla ve hakkıyla 23 NİSAN ları kutlamış insandım. Böyle mi geçmeli 100.yıl?
 
Yakışır mıydı bizlere? 
Sızlamaz mıydı kemikleri ATA'mın?
 
Ne çare ki bu yıl da korona engeline takıldık talihsizce!
 
Bırak el öpmeye gitmeyi, belli ki bir tören alanı bile tütecekti burnumuzda! 
 
"ANKARA'nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak" diye ben mırıldanmayayım da kim mırıldansın?
 
Bu düşünceler biraz daha sūrseydi şayet anı dünyamda, gözlerimden yaş akması kaçınılmazdı! Neyse ki hangi ara saatin on olduğunu unutmuşum da yaşadığım sitedeki yönetimin biz sakinlere yaptığı kutlama sürpriziyle kulaklarım kabardı önce!. Bangır bangır marşların, vatan türkülerinin evlerimizin içine kadar konuk olduğu bir müzikle gözlerime çöken hüzün bulutları sevinç gözyaşlarıma dönüşüverdi bu kez!...
 
Ve sonra; geceden asılmış ATA ' mızın dev portresinin yanında, şanlı bayrağımıza takıldı gözüm. Her balkon, her ev, her duvar alabildiğine kırmızı beyaz! 
 
Ankara' da olamasam da, ATA'ma gidemesem de evde kaldığımız şu günlerde bu sevinç bile yeter de artar bile bizlere. 
 
Ve sonrasında öğrendim ki; meğer tüm yurtta --balkonlardan da olsa- aynı coşkuyla kutlanmıştı 23 NİSAN. 
 
Bu gururun verdiği his paha biçilemez. 
 
Bayram coşkusuyla geçsin her gününüz. 
 
Esen kalın.
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve korfezmanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.