Çuvalladık

Dağılan psikolojiler, Yıkılan yuvalar, Cinnet geçiren insanlar, Daha da aç kalan bir ulus, Sokak ortasında kendini asanlar, kesenler, Çocuklarına söz geçiremeyen anne babalar, Kol gezen hırsızlar ve hırsızlıklar, Yol kenarlarında hacet giderenler, İntihar vakalarındaki artış, Bunalıma girenlerin çokluğu... ... Say say bitmez... Hangi birinden bahsetsem ki? Toplum olarak içinde bulunduğumuz durumu anlatmaya sözcükler yeterli gelmez!   Korona' dan sonra millet olarak resmen dağıldık! İyice dağıldık!   Vefat sayılarının yeniden artması ile moralimiz yine büsbütün tarumar oldu.   Peki, bu sonuç sürpriz mi? "Hayır"... Bu sonucun geleceği gün gibi ortadaydı. Kimse kimseyi kandırmasın !  "Kendinizi koruyun!" demekle bu iş yürümüyor ! Üç aylık süreç boyunca hem "hayat hız kesmesin" diyeceksin hem de "bak, kendinizi korumadınız sonuç bu oldu!" diyeceksin.  Yok öyle yağma!    Devletin acil ve net bir biçimde hatta gerekirse ağırlaştırılmış cezalar eşliğinde, fellik fellik gezmeyi seven halkına söz geçirebilmesi lazım!  Yüzde bin beşyüz, kısıtlamaların ama bu sefer ucundan kıyından değil, gerçek anlamda kısıtlamaların getirilmesi lazım.   Hem geçtiğimiz üç aylık dönemde yapılmaması gereken her şeye müsaade edeceksin ( kurban bayramı , taziyeler, açılışlar , düğünler vs) hem de "korumadınız kendinizi!" diye insanları suçlayacaksın!   Zaten zihinleri fakr-u zaruret içinde olan halkı, pandemi gibi ciddi ve tarihi bir salgında "başı boş! bırakacaksın.  Sonra çıkıp yine, " korumadınız kendinizi" diyeceksin!   Vefat sayısının 74 olduğu bu yazıyı yazdığım bugün ve şu anda bile dışarısı, toplu taşıma araçları, avm'ler, kafeler, restoranlar kıyamet gibi insan dolu!  Hem de maskesiz! Üstelik birbirlerine çarpa çarpa!   Bu başı boşluğa halkın umursamazlığı da eklenince, söylenen 74 rakamının azlığını yadırgamamak mümkün değil!    Pandemiye karşı toplu mücadelenin, bilinçlendirmenin ve belki de çok daha ağır cezaların, şeffaf ve dürüst açıklamaların yapılmasının şart olduğu günlerdeyiz.   Tepeden uca kadar herkes üzerine düşen görevi bir an önce yapmazsa, bu kış mevsiminin bizlerde yaratacağı üzüntü, keder ve tamir edilemez yıkımlar daha büyük ve fazla olacaktır.    Esen kalın.