Hereke’de Taş Ocağı İstemiyoruz..

Körfez ilçemiz Hereke bölgesinde ki Kışladüzü Mahallesi halkımızın bitmek bilmeyen çilesi.. Evlerine 500 metre uzaklıkta ki taş ocağının sağlıklarına, evlerine verdiği zarar… İnsan, sağlık dışındaki tüm imkânlara sahip olsa dahi, bunları kullanabilmek için sağlığa ihtiyaç duyar. Sağlık, insan yaşamı üzerinde etkili olan en önemli kavramların başında yer almakta. Sağlığı sürdürebilmek ve daha iyiye götürebilmek için çevrenin olumsuz nitelikteki sosyal, ekonomik, biyolojik ve fiziksel etkenlerini ortadan kaldırmak gerekir. Yaşadığımız yerin yaşanılabilir olması gerekir… Hereke Kışladüzü Mahallesi taş ocağı yüzünden yaşanılabilir olmaktan çıkmakta. Yıllardır Kocaeli'de tepkilere rağmen, taşocaklarının ya süresi uzatılıyor ya da yenileri için izin veriliyor. Kışladüzü Mahallesindeki taş ocağı geçtiğimiz yıllarda tepkiler olunca kapanmış, on beş gün sonra yeniden açılmıştı. Halk toz, duman ve pislikten penceresini açamaz, dışarıya çamaşırını asamaz durumda. Deprem niteliğindeki her patlama halkı korkutmakta ve evlerinde çatlaklar oluşturarak zamanla oturulamaz duruma getirmekte. Taş ocaklarının insan sağlığı kadar çevreye verdiği zararlarda azımsanamayacak kadar çok. Yeryüzünün genel yapısı, bitki örtüsü, hava, yeraltı ve yerüstü suları, gürültü, toz gibi çevre elemanları üzerinde etkisinin olduğu tartışma götürmez bir gerçek. Taş ocaklarında yapılan patlatmalar doğal dengeyi, su yollarını ve çatlak-mağara sistemini bozuyor. Değişen su yolları sebebiyle çevrede yaşayanlar, yaşamını ekip biçme ile kazanan çiftçiler ve toprakları zarar görüyor. Taş ocağından çıkarılan ticari değere sahip materyaller alınınca geriye kullanılmayan taş, kiş ve toz kalıyor. Bu gibi parçaları su yolları denizlere taşıyor ve kaldırılmayan atıklar nedeniyle su canlıları da yüksek miktarda zarar görüyor. Kil ve toz parçaları balıkların ve yavrularının solungaçlarına girerek ölmelerine neden oluyor. Taş ocaklarında tozu engellemek için her ne kadar filtrelerden bahsedilse de bu filtreler ya çok az kullanılıyor ya da hiç kullanılmıyor. Açığa çıkan toz; bitkilerin yeterli fotosentezi yapmasına engel olduğu gibi, çevre halkının sağlığını da olumsuz etkiliyor. Bitkiler çiçeklenme döneminde döllenemiyor, solunum yapamıyor ve meyve sayısında düşüş gözleniyor. Bu gibi olumsuz etkilerinden dolayı taş ocaklarının; yerleşim yerlerinden, ormanlık alanlardan, su üretim alanlarından uzakta ve ağaçlandırılamayacak kayalık alanlarda yapılması gerekir. Bu kadar zararı var iken neden hala taş ocaklarımız çalışmakta.. Yeraltı kaynaklarının işletilmesinde halkın menfaatleri ile çevreyi koruma arasında en doğru dengenin tesis edilmesi gerekir. Çünkü halk, endüstri toplumunun kaynak ve iş imkânı yaratma, ekonomik büyüme gibi temel hedeflerin sürdürülmesinden vazgeçmemekte ve bunlar sağlanırken çevreye zarar verilmemesini istemektedir. Toplumun sağlığını, çevreyi geliştirmek ve korumak ülkelerin vazgeçilmez politikaları arasındadır. Bu politikaya istinaden yerel yönetimler çalışmalarını yürütür. Yerel yönetimler sorumluluğundaki belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak, halk sağlığına ve çevreye etkisi olan işyerlerinin depolama ve döküm alanlarını belirlemek, bu alan ve yerler ile taşımalarda çevre kirliliği oluşmaması için gereken tedbirleri almaktan sorumludur. Hereke Kışladüzü Mahallesi halkı geçtiğimiz günlerde eylem yaptı. Ruhsat ve çevre kirliği nedeni ile problemler devam ederken işleyiş nasıl sürebiliyor? Valimizden, Büyükşehir Belediye Başkanımızdan ve Körfez Belediye Başkanımızdan ilçemizdeki doğa katliamına seyirci kalmamalarını ve bu konu hakkında duyarlı davranarak işlem yapmalarını bekliyoruz.