Tarhan;S-400’lerin Kullanımı Pazarlık Konusu mu?

S-400’ler Yeniden Meclisin Gündeminde Rusya Büyükelçisi Aleksey Yerhov’un geçtiğimiz hafta yaptığı “Türkiye’nin bizden satın almak istediği ürünü biz sattık. Araç sizin. İster plaja gidin, ister patates taşıyın, isterseniz üstüne makineli tüfek monte edin savaşa katılın, onu garajda saklamak sizin doğal hakkınız” sözleri S-400’leri yeniden meclis gündemine taşıdı. Konu ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması için bir soru önergesi veren CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, şunları kaydetti: “Büyükelçinin bu ciddiyetsiz açıklamalar çekincelerimizin haklılığını ortaya koymuştur. ‘İster plaja gidin, ister patates taşıyın’ sözleri, kamuoyunda “hakkıyla kullanamayacağımız bir sistem için mi 2,5 milyar dolar ödedik?” sorusunun sorulmasına yol açmıştır. Bu konudaki şüphelerin giderilmesi için Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a bir dizi soru yönelttik.” S-400’lerin Kullanımı Pazarlık Konusu mu? İşsizliğin yeni-normal haline geldiğini ve ekonomide yaprak kımıldamadığını belirten Tarhan, halkımızın alın terinden alınan vergilerin en acil ihtiyaçlar için ve en verimli şekilde harcanmasının her zamankinden daha büyük bir önem taşıdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomik zorluklarla boğuştuğumuz bu günlerde ödemesi yapılan S-400 silah sistemlerini tam anlamıyla aktive edip verimli bir şekilde kullanabilecek miyiz? Radar ağlarına entegre halde çalışmayan hava savunma sistemlerinin işlevselliğinin ne kadar sınırlı olduğunu Suriye ve Libya’da vurulan Rus silahlarında gördük. Bu nedenle Türkiye’nin satın aldığı sistemlerin Suriye’nin yaptığı gibi tek başına kullanılmaması bir zorunluluktur. S-400’ler NATO radar ağına veya ulusal radar ağımıza entegre edilmelidir. Peki, biz yakın zamanda bunu yapabilecek durumda mıyız? S-400’lerin tam aktivasyonunu geciktirdiğimiz, radar entegrasyonunu ötelediğimiz söyleniyor. S-400’ler üzerindeki kullanım özgürlüğümüzü bir pazarlık kartı olarak ileri sürdüğümüz dedikodularına inanmak istemiyoruz. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan Türkiye’nin 2,5 milyar dolar vererek yalnızca bir pazarlık kartı satın almış olma lüksü yoktur. Hulusi Akar’ın sorduğumuz sorulara ciddiyetle ve açık bir biçimde yanıt vermesini ve bu konudaki kısa ve orta vadeli planlarımız konusunda kamuoyunu aydınlatmasını bekliyoruz.”