Bozkurt;“Müsilajın sorumlusu yerel yönetimlerdir”
Son dönemde yaşanan müsilaj olayları ülke genelinde olduğu gibi siyasetin de gündemi haline geldi. Genel başkanlığını Ali Babacan’ın yaptığı Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Körfez İlçe Başkanı Orhan Bozkurt da yaptığı yazılı bir açıklama ile yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Olayların Dünya Çevre Günü’nde yaşandığını ve öneminin arttığını kaydeden İlçe Başkanı Bozkurt, özellikle caydırıcı cezaların olması gerektiğini dile getirdi.
ÖNLEMİN ÜZERİNDE DURULMALI
Bir süredir Marmara Denizi’ni etkileyen müsilaj (deniz salyası) sorununun temel kaynağını atık suların oluşturduğu bilinmektedir. Şu an Marmara Denizi’nin dibinde, bir ölü tabaka oluşmaya başlamış ve denizin altında sabit yaşayan bütün organizmalar zarar görmüş durumda. Derinlerde yaşayan balıklar ve diğer pek çok canlı türü ölüyor. Şayet bu konuda gereken ciddiyet ve hassasiyet gösterilmezse Marmara Denizi’nin ekosistemi geri dönülemez bir zarar görecek.
PLANA MUTLAKA UYULMALI
Bu anlamda geçtiğimiz hafta sonunda ilimizin ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda belirlenen eylem planı mutlaka en ince detayına kadar uygulanmalı, bu konudaki en büyük sorumsuzluğun üstlenmesi gereken yerel yönetimler, bugüne kadar göstermedikleri ilgiyi ve alakayı doğadan, denizimizden ve geleceğimizden esirgememelidir.
LİMANLAR VE GEMİ ATIKLARI
Bu doğrultuda atık yönetiminin tekrar gözden geçirilerek sanayi tesislerinin ve belediyelerin tam sistemle arıtma yöntemine geçmesi, Marmara Denizi’ne dökülen atık suların tamamının, ileri biyolojik arıtmadan geçmesini zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir. Kirletici tesislerin tarafsız ve sıkı denetimi sağlanarak, çevreyi kirleten bütün kurum, kuruluş ve şahıslara, kirleten öder ilkesi doğrultusunda, en ağır ve caydırıcı yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Ayrıca limanlar ile gemi transit geçen gemilerin bıraktığı atıklar yaşanan kirliliğin ana gerekçelerden birisidir.
MAVİLİĞİ KAYBEDİYORUZ
Denizin salyası diye tanımladığımız aslında, atığını temizlemeden denize atan şirketlerin salyası, gücü elinde bulunduran sermayenin salyası, denetimi hukukuna göre yapamayan kamu kurumlarının salyası, planlamayı beceremeyen yerel yönetimlerin salyalarıdır. Sanayi ile çevre arasında sağlıklı bir bağ kurulmasının önemi izah edildiğinde ne yazık ki sermayenin önceliğine dair atılan adımlar bu bozulmanın önünü olabildiğince açmış ve bu yaşanan sıkıntılara önemli ölçüde nedensellik teşkil ederek denizin maviliğini elimizden almıştır.
DEVA KADROLARI HAZIR
Her birimizin gelecek nesillere bir borcu olan temiz ve yaşanılabilir bir çevre bırakma sorumluluğunu çok daha iyi anladığımız bu günlerde kurumsal, toplumsal ve bireysel sorumluluk bilinci ile doğaya, çevreye saygılı ve işinin ehli DEVA kadroları ile tüm güzelliklerimizi koruyarak yeni nesillere aktaracağız. Ülkesini, doğasını, insanını seven bizler Marmara’nın mavi-yeşil sularını yarınlarımıza, gelecek nesillerimize teslim etmek için canla başla çalışmaya hazırız. Biz her türlü pislikten arınmış bir ülke için buradayız”.