Güngör Arslan'ın Avukatından önemli açıklamalar
19 Şubat Cumartesi günü sahibi olduğu Ses Kocaeli Gazetesi’nin ofisinde uğradığı hain saldırı sonucu hayatını kaybeden Güngör Arslan’ın avukatı Cahit Çiftçi, süreç ile alakalı kamuoyuna açıklamalarda bulundu.
Kocaeli Barosu mensuplarından olan Avukat Cahit Çiftçi, 19 Şubat’ta hain saldırı sonucu hayatını kaybeden Güngör Arslan cinayeti ile alakalı Ses Kocaeli Gazetesi’nde açıklamalarda bulundu.
İşte Cahit Çiftçi’nin açıklamaları:
“Dosyaya vekalet sunarak yasal yetkilerimiz, haklarımız çerçevesinde dosyadan örnek almaya çalıştık. Müracaat ettik, dosya örneğini istedik. Kısıtlama varsa kısıtlama çerçevesinde şüpheli ifadeleri olsun varsa bilirkişi raporları olsun, bunları talep ettik. Fakat savcılık bu konuyla ilgili olarak 1 Mart, 2 Mart, 3 Mart olmak üzere birçok talebimizi maalesef reddetti. Bunu niye reddetti emin olun hiç gerekçe de yok.
Bu bizi nereye götürüyor? Dosyada birileri mi korunuyor veya nötr hale dönen dosyada birilerini kurtarmak için bir çalışma mı yapılıyor? İster istemez, doğal olarak bu şüpheye giriyoruz, girmemiz de normal. Tabi bu süreçte özellikle bu işte genç bir savcı arkadaşımızın olması dosyaya ne kadar hakim olduğunda bizde şüpheler yaratıyor. Tabi bu bir kenara, bu yapmış olduğumuz taleplere karşı Suç Ceza Hakimlikleri de maalesef ama maalesef tamamen olumsuz cevap veriyor. Olumsuz cevap verirken de bunu gerekçelendirmiyorlar, gerekçelendirme ihtiyacı da hissetmiyorlar.
Şimdi en son 7 Mart itibariyle ben müracaat ettim ve ‘Dosyada bir kısıtlama kararı var, kısıtlama kararından muaf şüpheli ifadelerini verin varsa bilirkişi raporlarını verin’ talebiyle. Tekrar itiraz edeceğiz tabi Sulh Cezaları kapalı devre sistemi çalışmasından dolayı buradan da bir sonuç alamayacağımızı tahmin ediyorum. Büyük bir set örülmüş bu set ne amaçla örüldü veya arzu etmedikleri bir ifadeler mi girdi savcılığın veya üstteki insanların bilmiyoruz. Artık kimler ise bunlar bu ifadelerden dolayı bizim bu bilgilere sahip olmamızı mı istemiyorlar. Eğer olursa ki bizde yasal haklarımızı tabi ki doğal olarak kullanacağız.
Burada bizi ciddi şüpheye düşüren durumlar var. Bunun özellikle kamuoyu tarafından bilinmesini ve bu konuda da destek verilmesini ben özellikle sizlerden istirham ediyorum. Sorularınıza samimi bir şekilde tabi dosyada ki gizlilik kararına da zarar getirmeyecek şekilde cevap vermeye hazırım. Çünkü bizim bildiğimiz şeyler var ama bu bildiklerimizi dosyaya hakim olmadığımız için teyit edemiyoruz. Eğer bunları bilirsek sonuçta biz de savcılığa destek vereceğiz. Çünkü burada katledilen bir gazeteci, bir eş, bir baba var.
Şüphelilerin kullanmış olduğu hakları biz de kullanmak istiyoruz çünkü CMK 153/5 de bu hakkı bize açıkça veriyor. Savcılık makamı da sağolsun bu hakkı bize vermiyor. Ben 153/3 diyorum o ısrarla 152 diyor. 152/2 nedir? Kısıtlama kararı. Eyvallah alabilirsiniz, en doğal hakkınızdır. 153/3 de diyor ki kısıtlamadan muaf belgeler verilir. Yani savcılığın taktir hakkı yok, bu bir amir hüküm. Amir hükmü dahi yerine getirmiyorlar ve buna da aynı şekilde Sulh Ceza Hakimlikleri de yol veriyorlar. Bu dosyadanın soruşturma aşamasında bizi şüpheye düşüren haller fazlasıyla var. Bir Hrant Dink cinayeti gibi, bir başka gazeteci cinayeti gibi olsun istemiyoruz. Kim ne yapmışsa ne bir eksik ne bir fazla hak ettiğini alsın. Kimsenin masumiyet ilkesini çiğneyecek halimiz ve öyle bir derdimiz de yok.
Basın mensubunun sorusu: -Sayın avukat hukuki anlamda hakkımız var aramaya devam edeceğiz diyorsunuz nedir adımları?
Cevaben: Adımları bizim yapmış olduğumuz Sulh Ceza’daki itirazımıza red kararına karşı bir sonraki Sulh Ceza’ya itiraz edeceğiz. Ama emin olun ondanda bir sonuç çıkmayacak. Ondan sonrasında tabiiki devam edeceğiz ama devam etmek derken itirazımıza bir sonuç almak değil. Anayasa mahkemesine gidilecek, anayasa mahkemesine gittiği zaman zaten 1, 1 buçuk sene öncesinden önce sonuç almamız mümkün değil.
Dosyayı ne hale getirdiler? Etkin soruşturma olmadığı şüphesi doğurdu. Burada birileri korunuyor kollanıyor sonucunu doğurdu bizde bunu orta zekalı kim olursa bu şüpheye girer, girmesi de doğaldır yani.
Bugün bütün şüpheli avukatların elinde bu ifadeler var, bu şüpheli avukatlar da hepsi birbiriyle ilişkili, herkes birbirinin ifadesini de görüyor. Yasanın bu hakkı bana da veriliyor ben göremiyorum. Niye? Gelin ben de size katkı yapayım. Ailenin de bildiği şeyler vardır, alalım harmanlayalım. Yetki sizin yetkiniz. Sizin çizdiğin sınırlar içinde hareket edelim. Bu gazetelerdeki dedikodu haberidir, başka şekilde çıkacak haberlerden kimse zan altında da kalmasın.
Bakın, Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut ile ilgili yapılan ifadesi alındı bırakıldı haberinin ardından sayın savcımız 03.03. 2022'de bilgi notuyla böyle bir şey yoktur dedi. Avukat Cahit Çiftçi nezdinde ailenin bir talebi var, niye kullandırmıyorsun? 2 satır da bunun için açıklama yapın. Belki biz de yanlış yapıyoruz, varsa yanlışımız ortaya konsun ben de yanlış yaptım der çekilirim kenara. Bu da yok. İsmi sıkıntılı geçen arkadaşlarla ilgili anında basın açıklaması yapan savcılık bu konuda sus pus. İyice şüpheye götürüyorlar başka yaptıkları bir şey yok. Belki de doğru yürüyor. Bizler de doğru yürüdüğünü bilsek biz de bu işler doğru yürüyor diye de açıklama yaparız bununla ilgili hiçbir sıkıntı yok.
Basın mensubunun sorusu: -Peki baro başkanlığı bu konuda size bir destek sunacak mı?
Cevaben: Tabi şöyle söyleyeyim, ben bu konuyla alakalı baro başkanımla da görüştüm. Bu konuda bizi başka bir arkadaşa yönlendirdi, Avukat Hakları Merkezi'nin başında olan arkadaşımıza. Gidiyor, sözlü olarak anlatıyoruz ancak yarım yamalak bilgi veriyorlar. Çok da bir aktiflikleri yok diyebilirim.
Basın mensubunun sorusu: -Gizlilik kararının daha ne kadar süreceğini düşünüyorsunuz?
Cevaben: Süreç şöyle işliyor, iddianame yazılı, dava açıldıktan sonra mahkemenin iddianamenin kabulü kararı ile gizlilik kararı otomatik olarak kalkar. Önemli olan bu soruşturma kapsamında bizim de istediğimiz şeyler olabilir. Mesela meslektaşımız, belki de masumdur bilmiyoruz. Bir avukat arkadaşımız şuan tutuklu. Bu haberler yapıldıktan sonra bir hareketlilik var mı HTS kayıtlarında, baz istasyon kayıtlarında. Unutulabilir, insani olarak sonuçta bir hareket ediliyor. Gelin bizim de deneyimlerimiz var biz de sizlere destek verelim. Şimdi soruşturma eksik kalınca, mahkeme aşaması da eksik kalabilir. Dosya dolu gelsin ki mahkeme yargılamayı da daha rahat yapsın. Mahkemenin işini de kolaylaştıralım.
Basın mensubunun sorusu: -Pek çok insan pek çok farklı açılardan farklı şeyler söylediğinde belki de itham altında kalan insanlar var. Eğer şeffaf bir soruşturma yürütülse bunun da önüne geçilmiş olur dimi?
Cevaben: Bizim aradığımız sadece ve sadece mevcut yasal hakkımızı kullanalım, gizliliğe de riayet ederek, kısıtlama kararına riayet ederek biz de sizlere katkı sunalım. Yani şüpheli avukatların elinde olanı bizlere de verin. Başka bir isteğimiz yok. Ama niye direniyorlar? Direnince de set örüyorlar önümüze ve bizi de ciddi bir şüpheye düşürüyorlar. Hukuk herkese lazım, aileye de lazım, bugün tutuklu olan şüphelilere de veya soruşturmaya gelecek başka insanlara da lazım. Başka bir derdimiz yok.
Basın mensubunun sorusu: -Sayın avukat, bu tür özel dosyalarda iddianame hazırlığı için prosedür nedir? Ne kadar bir süre gerekir?
Cevaben: Dosyaya biz hakim olmadığımız için süre yönünde bir şey söylememiz çok zor. Bildiğimiz şu var, 10 kişi tutuklu bu demek de 10 şüpheli. Tabi soruşturma aşamasında tutukludur ancak şüpheli olmayan insanlar da olabilir. Ama bundan dolayı en az 3 ay sürebilir diye tahmin ediyorum. Çünkü bu şüphelilerin bağlantılı olduğu kişilere de ulaşılmaya çalışılabilir.
Şunu da söyleyeyim ne savcılığı ne emniyeti zan altında bırakmak gibi bir derdim de yok. Belki de güzel yapıyorlar soruşturmayı ama bu şekilde biz haklarımız kullandırılmayınca şüpheye giriyoruz. Problemimiz bu sadece.
Basın mensubunun sorusu: -Dosyayla ilgili alınan gizlilik kararını siz gördünüz mü? Çünkü bizim gazetelere gelen bir tebliğ yok. Diğer bir sorum ise ailenin ifadesi alındı mı bu süreçte?
Cevaben: Tabi ailenin ifadesi alındı, olayın gördü tanığı değiller. Kısa bir ifade tutanağı şeklinde alındı. Gizlilik kararı alınmış, gazetelere gönderilmemiştir ancak soruşturmanın selameti açısından tehlikeye düşüreceğinden alındı. Doğaldır bir şey söylemiyorum. Ama var olan kısıtlama kararına rağmen kısıtlamadan muaf şüpheli ifadeleri var, bilirkişi raporları var. Bunlar verilmiyor. Biz de bilirsek bunlardan sonuç çıkaracağımıza inanıyoruz. Bana okutturmak istedi savcı, ben merakımı gidermek için okumayacağım ki. Alacağım belgeleri aile ile konuşarak görüşerek biz de bir katkı sunacağız.
Basın mensubunun sorusu: -Bazı şüphelilerin ifadeleri yayınlandı. Bunun sızdırılması nasıl oldu, bunlar doğru mudur?
Cevaben: Gazetede gördüğünüz ifadeleri görmeden bir şey söyleyemiyoruz. Neler oldu neler bitti bilmiyoruz. İfadelerin hiçbirine resmi olarak vakıf değiliz.
Basın mensubunun sorusu: -İfadelere bu şekilde ulaşılabiliyor ama siz alamıyorsunuz?
Cevaben: Evet tabii, işte zaten acı olan o. Zan altında insanlar kalmasın mesela. Necmi Bey’in ismi çıktı, biz Necmi Bey de suçludur demiyoruz. Necmi Bey de zan altında kalınca sağolsun savcılığımız basın açıklaması yapıyor. Dosyayla ilgili bize hitaben bir şey söylemeye de gerek yok. Dosya şu aşamada şu şekilde yürüyor bir açıklaması da yapabilirler. Hiç kimse de zan altında kalmasın. Tabi bu onların takdiri ancak bizim yürüyen soruşturma açısından ciddi şüphelerimiz var.
Basın mensubunun sorusu: -Savcılıktan açıklama bekliyorsunuz?
Cevaben: 1 kişi gözaltına alındı şeklinde haber yapınca kalkıp bir açıklama yapıyorsa burada da bir açıklama yapabilir.