Emek ve Demokrasi Güçleri zamlardan yakındı
Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, Valilik binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Tüm bileşenlerin katılım gösterdiği açıklamaya CHP İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya ve yönetimi de destek verdi. Açıklamayı Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri adına Yeliz Karstarlı okudu. Açıklamanın tamamı ise şöyle:
‘SON 24 YILIN EN YÜKSEK ORANI’Tarihimizin en karanlık, en zorlu süreçlerinden birisini yaşıyoruz. Akaryakıt ürünlerinden gıdaya, doğalgazdan elektriğe, ekmekten suya devam eden zam sağanağında bir gün aldığımızı ertesi gün aynı fiyattan alamaz hale geldik. Siyasal iktidarın ısrarla sürdürdüğü yanlış ekonomi politikalarının bedelini emekçiler olarak hepimiz ödemeye devam ediyoruz. TÜİK vasıtası ile açıklanan verilere göre Ali Cengiz oyunları ile takla attırılan rakamlara rağmen resmi enflasyon, halkın maruz bırakıldığı gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan masa başı sanal rakamlarına, enflasyonu düşürmek için başvurulan hilelere rağmen son 24 yılın en yüksek oranına çıkmıştır. TÜİK 2003 yılından bugüne 400’ü aşkın mal ve hizmetten oluşan madde sepeti ve ortalama madde fiyat listesini ilk defa geçen ay açıklamamıştır. Yani enflasyonu düşük göstermedeki son oyun: ‘Sepetsiz enflasyon’dur.
‘SEPETSİZ VERİLER’Enflasyon rakamları, hangi mal ve hizmette ne kadar artış olduğunu gösteren sepet açıklanmadan kamuoyu ile paylaşılmıştır. Böylece zaten en başından beri şaibeli olan resmi enflasyon verileri inandırıcılığını tamamen kaybetmiştir. Zamların hız kesmeden sürdüğü koşullarda mayıs enflasyonu sadece yüzde 2,98 artmış gibi gösterilmiş, bu da yetmezmiş gibi hiç utanmadan ‘enflasyon inişe geçti’ manşetleri atılmıştır. Bağımsız araştırmacılardan oluşan ENAGrup (Enflasyon Araştırma Grubu) ise Mayıs ayı enflasyonunun yüzde 5,46, yıllıkta yüzde 160,76 gerçekleştiğini açıklamıştır. Mayıs ayı resmi enflasyonu TÜİK verilerine göre her ne kadar aylık yüzde 2,98 ve yıllıkta yüzde 73,50 çıkmış olsa da bunun gerçeği yansıtmadığını hepimiz biliyoruz. TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon verileri ile çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon arasındaki uçurum çok daha derin.
‘TÜİK’E GÜVENMİYORUZ’TÜİK verileri esas alınsa bile emekçinin ocak-haziran enflasyonunun yüzde 40’larda olduğu dikkate alındığında memur ve emeklilere yapılacak yüzde 40’lık maaş zammının yılın ilk altı ayında olduğu gibi ikinci altı ayında da emekçilerden sermayeye büyük servet aktarımı olarak süreceğini göstermektedir.
İktidarın enflasyon altında ezilen, mutlak açlıkla cebelleşen halka tek somut vaadi ‘Biraz daha sabır’dan ibarettir. Biz emekçilerin sabredecek, dayanacak gücü kalmamıştır. Bu nedenle buradan yeniden ifade etmek isteriz. Çarpık enflasyon rakamlarını kabul etmiyoruz! TÜİK verilerine kamuoyunda güven yoktur diyoruz. Elektrik ve doğalgaz zamlarının yanı sıra her gün iğneden ipliğe her şeye yapılan zamların, tüm tüketim maddelerinde görülen fahiş fiyat artışlarının biz Emekçileri günden güne yoksullaştırdığını buradan tekrar haykırıyoruz.
‘FATURA HEP YOKSULA KESİLDİ’Yüzde 1’lik kesimin yani patronların, sermayedarların, zenginlerin çıkarlarını korumak, onların servetlerini artırmak pahasına fatura yıllardır bizlere kesiliyor. Zenginden daha az, yoksuldan daha çok almaya dayalı adaletsiz vergi düzeni ile fatura hep bize kesildi. Bizden alınan vergilerin bize değil patronların, sermayenin kasasına teşvik, vergi affı, vergi indirimi olarak aktarılmasına dayalı bu düzende fatura hep bize kesildi. Kamu Özel İşbirliği projeleri olan şehir hastanelerinin, hava limanlarının, köprülerin, yolların müteahhitlerine dolar üzerinden aktarılan garanti ödemeleriyle fatura hep bize kesildi. Bin bir türlü Ali Cengiz oyunu ile düşük gösterilen resmi enflasyona göre artırılan maaşlarımızla, ücretlerimizle fatura hep bize kesildi. Yandaş konfederasyonların, sendikaların “toplu sözleşmelerde” sanal rakamlardan ibaret TÜİK enflasyonuna göre yapılan maaş artışlarına attıkları imzalarla fatura yine hep bize kesildi. Ama artık yeter!
‘ENFLASYON FARKI ZAM DEĞİLDİR’Yaşanan gerçek enflasyonun en az yüzde 150 olduğu mevcut koşullarda tüm emekçiler olarak bizler de hakkımız olanı, insanca yaşamaya yetecek bir ücreti istiyoruz. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 21.000 TL’ye yaklaşmışken bunun altında kalan ücretlerle geçinemiyoruz. Kamu özel sektör farketmeksizin tüm ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Enflasyon farkını zam diye anlatanlara sözümüz enflasyon farkı zam değildir. Bizlere kölelik koşullarını, yoksulluğu sefaleti dayatanlara karşı herkesi emeğin birleşik mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz. Bu ülkenin emeği ile geçinen yüzde 99’u olarak bizler her geçen gün daha fazla yoksullaşmaya devam ediyoruz. TBMM’de görüşülmekte olan ek bütçenin yükünün vergilerin katmerli hale getirilerek emekçilerin sırtına yüklenecek olmasına ses çıkarıyoruz. Haziran ayı enflasyon rakamı (oranı) açıklanmadan TÜİK’i sanal değil gerçek rakamları açıklamaya çağırıyoruz.