Herşey pahalı bu ülkede. Sağlık pahalı, eğitim pahalı, gıdalar pahalı, tekstil ürünleri pahalı, teknoloji pahalı, benzin-mazot pahalı, doğalgaz, elektrik,su...Onlar da pahalı. Kısacası bu ülkede hayat çok pahalı.
Ucuz olan tek birşey var; aslında en paha biçilmez değerde olması gerekirken tek birşey sudan ucuz!
Hatta bedava!
İnsan canı, insan hayatı, insan...
Bartın' daki maden ocağı patlaması ile bunu yeniden ve birkez daha hatırlıyoruz; üzülerek ve ah vah ederek...
Hayır efendim, vefat eden emekçilerimizin kaderi değildi bu şekilde ölmek. Alın yazıları da değildi!
Mukadderat, falan filan hiç değildi.
Ve hatta vakitleri tamam olduğu için de öbür dünyaya intikal etmiş falan da değiller!
Onca insanın ölümü bildiğiniz düpedüz, göz göre göre cinayettir aslında!
Bunun dışında yapılan herhangi bir tespite, söyleme, bakış açısına, fikre ne doğru ne de gerçekçi denebilir.
Yaşanan bu ölümler bile bile ladestir! Kimse kimseyi kandırmasın!
Bu ülke yıllardır belli aralıklarla aynı sahneye tanıklık ediyor maden ocaklarında. Yine yine ve yine...
Baştan aşağı ihmal sebebiyle oluşan ölümlerdir bunlar. Yani ne kader ne alın yazısı ne de "vadeleri dolmuş" cümlesinin hafifliği!
Sadece kazanmaya odaklı, kontrolsüz ve gelişigüzel işletilen maden ocaklarının yerin bilmem kaç metre altında ter dökenleri için oynadığı acı, sinsi ve vurdumduymaz bir oyundur bu!
Bu, ne doğal bir afet ne bir iş kazası ne de kaderin bir cilvesidir.
Hiçbiri değil.
Bu, bildiğiniz gerekli ve yeterli önlemlerin alınmaması ve adamsendeciliğin getirdiği ölümler dizinidir.
Başkaca söyleyeceklerim mi? Elbette var...Hem de bir dünya! Ama kime, kimlere...?
Neye yarar?
Bu durumda söyleyecek başka sözüm yok; ölenlere rahmet okumak ve yakınlarına sabır dilemekten başka.
İnsan canının değer bulduğu geleceğe olan inancınızı korumamız dileğimle,
Esen kalın.