Burası benim yer yüzündeki cennetim!
Dünyanın bütün kaosundan, debdebesinden, kavga ve gürültüsünden, sevimsiz gerçekliğinden uzaklaştığım yer.
Her karış toprağında, yeşilinin her tonununda, sahilindeki her midye kabuğunda ve hatta ormanının derinliklerinden gelen yabani hayvan seslerinde bile huzuru bulduğum yer.
Bütün renkler var burada! Hatta renk kartelalarında bile göremediğim değişik renk harmonileri.
Keşfetmelere doyamadığım, eştikçe derininden çok daha farklı güzellikleri bulduğum yer...
Doğanın jestlerini biz insanoğluna birbiri ardına sunduğu ve adeta görsel şov yaptığı yegâne yer...
Günü birlik gelip gitmelerinizde size bu hünerlerini göstermekten çekinen ve sırf bunun için bir kaç saatlik gezi turunda göremeyeceğiniz, şıklıklarla dolu bir cennet.
İştahlı anlatımlarımdan dolayı buranın neresi olduğunu merak ettiğinizi düşünüyorum.
"Şile"
...ama öyle bildiğiniz ilçe merkezinden bahsetmiyorum. Zira Şile'nin merkezi küçük bir ili andırır havada. Köylerinden, ormanlarından, koylarından, denizinden ve gizem dolu doğa harikalarından bahsediyorum.
Tam 3 senedir keşfederek bitiremediğim, her yeni keşfimde ise seyrine doyamadığım, pek çok insanın bilmediği nadir güzellikler bunlar. Hatta zaman zaman insanlar tarafından pek de keşfedilmesini istemediğim bakir yerler.
Dünyanın yarısını gezmiş biri olarak, burnumun ucundaki bu görülesi ve insanı kendine hayran bırakan doğa harikasını bulmakta neden bu kadar geciktiğim konusunda hayıflandığım yerler.
Aslında yıllardır elimin altında olan ve istediğiniz kadar günü birlik gelseniz de bulup göremeyeceğiniz yerler.
Tam üç senedir gizeminin sırrına eremediğim cennet mekânları.
Ben bu kadarını anlatmış olayım size. Bir gün yolunuz düşerse hikayenin sonunu kişisel gözlemlerinize göre siz yazın.
Siz de ara ara gerçeklikten ve pandeminin sıkıcılığından kurtarmak isterseniz kendinizi gelin buralara. Ruhunuzu batan kızıl güneşiyle demlendirin.
Esen kalın.