"Neyi?" dediğinizi duyar gibiyim.
Yaz mevsiminin gelmesini...
İstiyorum, çünkü pandemi ile birleşen ikinci kış mevsimi sonunda hepimizin nefes almaya çok ihtiyacı var. İstemiyorum, çünkü biliyorum ki geçen yazı andıran manzaralarla karşılaşacağız yine bu yıl da!
Hatırlayın lütfen; tarafımdan bolca kaleme alınmış ve çokça eleştiri yaptığım konuların başında; neredeyse dip dibe yatılan plajlar, hınca hınç dolu piknik alanları ve mesire yerleri, tıklım tıklım dolup taşan kafeler, restoranlar, vs. vardı.
Evet maalesef 2020 yazında bu görüntüler sıkça rastladığımız görüntülerdi.
Yeni dünya düzeninde bu tarz aktiviteler olmasın demiyorum. Yanlış anlamayın! Hatta olmalı, hem nefes almamız için hem de iyice zora düşmüş esnaflarımızın yüzlerinin en azından bir parça gülebilmesi için.
Zira ekonomide işlerin hiç de iyi gitmediğini, hele pandemiden sonra iyice dar boğaza girildiğini hepimiz de biliyoruz. Bunu anlamak için karanlıkta kibrit yakmaya gerek yok. Nitekim her şey gün ışığı gibi apaydınlık.
Fakat bir yandan da pandemiden dolayı vefat haberlerinin geçen yıla oranla yükselişe geçmesi ve üstelik sürekli ve hızla mutasyona uğrayarak akışına devam etmesi beni büsbütün düşündürüyor doğrusu!
Gel gelelim, şayet bu yaz da tıpkı geçen yaz olduğu gibi dikkatsiz ve tedbirsiz davranır ve virüsün gücünü arttırdığı zaman diliminden geçerken, 2021 sonbaharını düşünmek bile istemiyorum!
Yoksa bunların tamamı benim hüsnü kuruntum mu?
Ne dersiniz?
Tedbirli yaşamaya devam etmeniz dileğimle.