Bitti bitiyor!
Sona geldik,
Tünelin ucu gözüktü!
Rakamlar düştü...
Bu ve bunun gibi söylemlere artık hiç birimiz inanmıyoruz elbette!
Çünkü virüs tüm bu demeçlere inat, hatta onları yalanlarcasına son sürat devam ediyor. Bu, artık ikiyle ikinin dört ettiği kadar kesin.
Halk bunun farkında ( En azından bir parça düşünme melekesi olanlar farkında!)
Ve ara ara geriye çekilip şöyle bir yakın çevre etrafıma baktığımda, insanların psikolojik olarak çöküntüde olduğunu görmek beni üzüyor açıkçası. Zaman ilerledikçe psikolojisi bozulanlar diyarına eklenenlerin sayısı artıyor .
Şundan adım gibi eminim ki, korona bir gün bitse bile bu insanlar asla eskisi gibi olmayacak, olamayacak.
En iyi tanıdığımızı sandığımız kişiler bile koronadan önce ve koronadan sonra olarak ikiye ayrılacak psikoloji dünyasında.
Mamafih, benim bahsetmek istediğim konu işin bu boyutu değil.
Dikkatimi çeken başkaca bir boyut ve işin bu kısmı yaşadığımız pandeminin neden ve niçin yine bu derece hortladığının göstergesi bence.
Alın size birebir hayatın içinden kesitler;
-İşe gidip gelmek için bir taksiyle anlaştım. Kaç aydır onunla gidip geliyorum ama artık gücüm yetmiyor buna. Mecburen toplu taşıma araçlarına geçiş yaptım ve çok korkuyorum. Çünkü insanlar maskesiz ve toplu taşımalar kıyamet gibi insan dolu!
- Bir süre işe kendi aracımla gidip geldim ancak yakıt maliyetine hatırı sayılır bir bütçe ayırmam gerektiği için toplu taşıma araçlarını kullanmaya başladım yine. Korkuyorum! Ve korktuğum için sabah ve akşam mesai saati öncesi ve sonrasında birer saat erken ve geç çıkıyorum, toplu taşımalar daha az kalabalık olur düşüncesiyle .
-Haftanın iki günü çocuklarımı okula götürüyorum. Bizim bir aracımız var. Eşimin iş yeri oldukça uzak. Dolayısıyla arabayı o alıyordu işe gidip gelmek için ancak şimdi iki gün ben almak zorunda kalıyorum çocukları okula getirip götürmek için. Çünkü çocuklarımı toplu taşıma araçlarına bindirmek istemiyorum. Korkuyorum.
-Ben Anadolu yakasında oturuyorum. İş yerim Avrupa yakasında. Sağolsun şirket pandemi ortaya çıktığında personeli belli buluşma noktalarından alacak şekilde servis imkânı sağladı. Böylece toplu taşımalardaki riskten kurtulduk ancak servisi kaçırdığımızda ki kaçıranlarımız oluyor, toplu taşımalara binmekten korkuyoruz. Çünkü çok kalabalık ve insanların bazıları hâlâ maske takmıyor . Üstelik mesafe diye bir şey yok!
Bunlar benim yakın çevremdeki insanların telefon sohbetlerimizde anlattığı başlıca sıkıntılar...İnanın hiç biri şikayet niteliğinde değil, tamamen insani duygularla anlatılmış, dostane yapılan sohbetlerin arasında geçenler.
İnsanlar korkuyor!
Bendenize gelirsek;
Hâlâ yirmi kilometrelik yol mesafesinde, hususi aracımda, tek başıma ilerlerken, neden "maske kontrolü" için çevrildiğimizi anlamaya çalışıyorum!
Yine, yine ve yine "maske kontrolü" için durduruluyoruz...
Toplu taşıma araçları tıklım tıklım ve maskesiz insan doluyken,
Sokaklar, caddeler maskesiz insanla yağmur gibi olmuşken ve mesafenin "M" si yokken,
Semt pazarları ana-baba günüyken ( hiç kimsede maske yok) ve denetim yokken,
Neden, niye, niçin ben ve benim gibi hususi araç içindekiler, kısa mesafelerde bile, "maske kontrolü " için durduruluyoruz, tekrar ve tekrar?
Sadece MERAKIMDAN SORUYORUM!
Esen kalın.