Hiçbir zaman anlayamadım ve hiçbir zaman anlayamayacağım!
Savaşları anlamam mümkün değil. Ne çıkış sebepleri ne de hangi menfaatin sonucu olarak doğduğu umrumda bile değil. Söz konusu olan bir yıkımsa -ki bu yıkımın içindeki en acı kayıp insan kaybı- kimse bana savaşın ne sebeple, hangi gerekçeyle olduğunu söylemesin.
Ne ekonomik çıkarlar ne teknolojik ürün denemeleri ne de sözüm ona tarihten kalan geçmişin hınçları veya haklı - haksız kavgaları...
Hiçbir sebep savaşın çirkin yüzünü haklı gösteremez.
Sosyal mecrada okuduğumuz birkaç minik haber içerikli paylaşım, YouTube'da yayınlanan savaştan kesit içeren görüntüler veya beyaz camdaki savaş tartışmaları... Hiçbiri şu anda Ukrayna'da yaşananların acı yüzünü tam olarak göstermekte yeterli değil. Birebir yaşayan siz olmadıkça, biz olmadıkça, giden canlar bizim canlarımız olmadığı sürece, yıkılan tarihi yapılar bizim yapılarımız olmadığı sürece, toz yığınına dönen tarih bizim ata mirasımız olmadığı sürece oradaki halkın neler hissettiğini anlamamız mümkün olmayacaktır.
Bu yetmezmiş gibi, üstüne üstlük yapılan iğrenç espriler kanımı dondurmaya yetiyor! Oradaki hanımların kaçarak ülkemize gelmeleri ile ovuşturulan eller gibi!..
2.5 senedir pandeminin gölgesinde yaşayan dünya insanlarının çektiği çile az gelmiş gibi, bir de silik gerekçelerle ikide bir çıkarılan uydurma ama uydurma olduğu kadar sonunda insan ölümlerine yol açan savaşlar hayatlarımızı daha da yaşanmaz hale getirdi.
Güzel bir dünyayı var etmek ve huzurla yaşamak biz insanoğlunun elinde ve iradesindeyken bunu zorlaştırıyor olmak akıl işi değil!
Şu anda dünyanın her neresinde silah tutan el varsa o ellerin tuttukları ölüm makinalarını en kısa zamanda bırakmaları dileğimle.
Esen kalın.