Bir süredir haberleri takip etmiyorum. Okumuyorum, izlemiyorum.
Hatta dünyadan ve ülkeden bi' haber olmak için adeta çaba harcıyorum!
Bunun için, gazetelerin ve haber sitelerinin son haberlerini anında bildiren telefonun dınklama sesini tamamen kapattım mesela.
T.V'dan uzak yaşayan bendeniz, olur da elim kumandanın aç-kapa tuşuna değerse diye, orada da kanalı TLC veya Netflix olarak ayarlamakta buldum çareyi mesela...
Hasılı; istemiyorum! Ne haber izlemek ne de olan bitenler hakkında bilgi sahibi olmak falan istemiyorum.
Çok fazla farkındalık çok fazla düşünceyi getirdiği için beraberinde ve ben de sorumluluk sahibi bir birey olarak artık ince ince düşünmek istemediğim için boş verdim gerçek dünyanın gerçek ve can sıkıcı olaylarını.
Böyle güzel!
Böyle güzelim!
Siz buna ister kafayı kuma gömmek deyin, isterseniz duyarsızlık deyin. Adı, kılıfı ne olursa olsun temmuzun sıcak geçen günlerinde ruhumun özgürlüğünü seçerek, umursamama hakkımı kullanıyorum gerçek alemin düzenini.
Ve genelde Şile' nin kuytu koylarındaki sessizliğime bürünüp, zamanın burada akıp geçmesine izin veriyorum.
Sakin, huzurlu, mülayim...
Sorunsuz, kaygısız, yalın.
Altıma çekiverdiğim şortum ya da şalvar pantolonumla, ayağıma takıverdiğim şıp şıp terliklerimle...
Değmeyin keyfime...
Ne kadar daha bu modda yaşarım bilmiyorum ama, sonbaharda ayyuka çıkacağı düşünülen salgınla ilgili kara haberler gelesiye ve bununla birlikte zaten berbat olan ekonominin insanları daha da yaşayamayacakları hale getireceği o güne kadar bu modda kalmaya istekliyim.
İçinde olduğum huzurun sizi de sarması dileğimle,
Esen kalın.