Hâlâ uyarılıyoruz!
Maske takmak konusunda,
Sosyal mesafe konusunda,
Hijyenimize dikkat etmek konusunda...
Uyarılmaya devam ediyoruz.
Televizyon ekranlarından, yazılı basından, radyolardan.
Çünkü Covid-19 tehlikesi geçmiş değil. Bazı kısıtlamaların geri gelmiş olması da bunun en büyük göstergesi.
Peki uyarıları dikkate alıyor muyuz?
"Hayır".
Para cezası getirildiği halde maske takmamak için ısrar ediyoruz.
Koloni halinde caddelerde, plajlarda, restoranlarda ve bilimum her yerde varlığımızı sürdürüyoruz.
Yaz güneşi eni konu rehavete kapılmamıza sebep olurken, yoğun geçen yaz aktivitelerinden dolayı ne haber izliyoruz, ne gazete okuyoruz ne de ülke ve dünya gündemini merak ederek açıp internete göz gezdiriyoruz.
Realiteden gittikçe uzaklaşıyoruz.
Belki gerçeklerin verdiği ürkütücülükle karşı karşıya gelmek istemiyoruz, belki de hâlâ kara kışın izlerini atmaya çalışıyoruz üzerimizden. Ve bunun için "yok" sayıyoruz olan biteni. Öyle ya, insanoğlu bildiğinden, gördüğünden sorumluysa eğer, bilmediğinden, işitmediğinden sorumlu olur mu hiç?
Hasılı; kafamızı kuma gömdüğümüz günlerdeyiz.
Umursamadığımız,
Korona gibi bir belayı yok saydığımız günlerdeyiz.
Yine de dikkati elden bırakmayın sevgili okurlar.
Ne yazın güneşi, ne denizin mavisi, ne de kalabalık geçen dost ve akraba sohbetleri sizi alıkoymasın günün gerçeklerinden.
Esen kalın.